#CHP Edirne Milletvekili
Explore tagged Tumblr posts
goceciblog · 27 days ago
Text
Geleceğe Umutla Bakacağız” – Baran Yazgan’dan Yeni Yıl Mesajı
CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, yayımladığı yeni yıl mesajında geleceğe umutla bakmaya devam edeceklerini vurgulayarak, ülke gündemindeki sorunlara dikkat çekti. Yazgan, “Türkiye’yi halkımıza yakışır bir ülke haline getirmek için mücadele edeceğiz” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, yayımladığı yeni yıl mesajında 2024 yılını değerlendirerek,…
0 notes
pazaryerigundem · 3 days ago
Text
Eski Milletvekili Gaytancıoğlu'na CHP'de yeni görev
https://pazaryerigundem.com/haber/202354/eski-milletvekili-gaytanciogluna-chpde-yeni-gorev/
Eski Milletvekili Gaytancıoğlu'na CHP'de yeni görev
Tumblr media
CHP’nin tarım politikalarını oluşturmak üzere düzenlenen toplantıda, Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem başkanlığında önemli kararlar alındı. Eski Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, CHP Destekleme Politikalarını yürüten komisyonun başkanlığına getirildi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) –  CHP, Türkiye’nin tarım politikalarını yeniden şekillendirmek için önemli bir adım atarak Genel Merkez’de 30’a yakın bilim insanı, tarım politikalarını tartışmak ve şekillendirmek üzere bir araya geldi.
Toplantıya Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem başkanlık etti.
CHP geçmiş dönem Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, bu toplantılar sonrası partinin Destekleme Politikalarını yürüten komisyonun başkanı olarak görevlendirildi.
Tumblr media
Gaytancıoğlu’nun liderliğinde yürütülecek çalışmaların üretim odaklı ve adil bir ekonomik modelin inşasını amaçladı.
CHP iktidarında çiftçinin hak ettiği desteği alacağını belirten Okan Gaytancıoğlu, “Üreten ve hakça bölüşen bir Türkiye’yi yeniden oluşturacağız. Köylü yeniden milletin efendisi olacak” dedi.
Toplantıda alınan kararlarla birlikte CHP’nin tarım sektörüne yönelik destekleme politikalarını güçlendirmeyi hedeflenirken, tarımsal üretimi artırmak ve köylünün gelirini hak ettiği seviyeye taşımak da partinin temel öncelikleri arasında yer aldı.
Tumblr media
0 notes
erol25030 · 3 months ago
Video
youtube
CHP Edirne Milletvekili Şeref Aykut - KAMALİZM isimli kitabı
0 notes
karaca2508-blog · 11 months ago
Text
Saadet Partisi'nin iş sağlığı ve güvenliği araştırma önergesi reddedildi
Tumblr media
Saadet Partisi'nin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan sorunlara yönelik araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu'nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, çocuk işçilerin iş kazalarında hayatını kaybettiğine değinerek,  "2023 yılında 1932 kişi iş cinayetlerine kurban gitti. İş sağlığı güvenliği ile ilgili çok ciddi bir yapılanmamız ve kanunsal açıklarımız var. İşverenin maaşını ödediği iş güvenliği uzmanından siz ne bekleyebilirsiniz" dedi. Saadet Partisi'nin iş sağlığı ve güvenliği araştırma önergesi reddedildi Saadet Partisi'nin Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan sorunlara yönelik Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesini Saadet Partisi'nin iş sağlığı ve güvenliği araştırma önergesi reddedildin öne alınarak TBMM Genel Kurulu'nda bugün görüşülmesi önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, "Kütahya ilinin yüzde 90'nı maden ruhsatı almış bir il. Bu ilde 3-4 tane altın madeni var. İliç siyanür ve arsenik tehlikesi altında. İş cinayetleri Türkiye'de çığ gibi büyüyor. 2023 yılında 1932 kişi iş cinayetlerine kurban gitti. Bu sayı gün geçtikçe de artıyor. En son İliç'te 9 işçimiz diri diri gömüldü. Meslek hastalıkları hastanesi çok yakınımızda şu anda dolup taşıyor ve buralarda da yatacak yer yok. Burada zafiyet nerede? İş sağlığı güvenliği ile ilgili çok ciddi bir yapılanmamız ve kanunsal açıklarımız var. İşverenin maaşını ödediği iş güvenliği uzmanından siz ne bekleyebilirsiniz? Maaşını patronun ödediği ve sisteminde iş katip üzerinden değil yazılı olarak üç nüshalık raporla düzenlendiği bir sistemde siz iş cinayetlerinin iş kazalarının önüne geçemezsiniz" dedi. "NEREDE DENETİM DEMEKTEN KENDİMİZİ ALAMIYORUZ" Saadet Partisi'nin önerisi hakkında söz alan İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, şunları söyledi: "Daha 15 gün önce, Erzincan'ın İliç ilçesinde meydana gelen kazayı hala yüreğimizde hissediyoruz. Toprak altında kalan madenci kardeşlerimizin akıbetlerinin ne olduğu hakkında fikir sahibi bile değiliz... Avrupa Birliği'nin resmi istatistik kurumu EUROSTAT ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun verilerine göre Avrupa ülkeleri arasında iş kazalarında en çok hayatını kaybeden işçiler maalesef Türkiye'de... Türkiye'de 2022 ve 2023 yıllarında iş kazalarında 2 bin kişiye yakın insanımız hayatını kaybetmişti... Maalesef nerede denetim demekten kendimizi alıkoyamıyoruz." "EL KALDIRIP İNDİREN MİLLETVEKİLLERİ YÜZÜNDEN İŞ CİNAYETLERİ ARAŞTIRILMIYOR" DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise "Ülke sizin sayenizde büyük bir işçi mezarlığına dönmüş durumda. Her yıl yüzlerce iş kazası meydana geliyor. Muhalefet her hafta iş cinayetlerini gündeme getiriyor ama AKP'nin sadece el kaldırıp indiren milletvekilleri yüzünden iş cinayetleri araştırılmıyor. Eğer bu Meclis bir irade ortaya koysaydı bu iş cinayetleri engellenebilirdi. Tüm bu iş cinayetlerinin sebebi AKP iktidarının ciddiyetsiz yaklaşımıdır. O kadar ciddiyetsiz bir yaklaşımınız var ki... Meclis'in vekillerine o maden sahalarından zeytinyağı dağıttınız" diye eleştirdi. İLİÇ'TE KAZANIN YAŞANDIĞI SAHA KİMİN?" CHP adına konuşan CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp de İliç'te yaşanan maden kazasında iktidarın tutumunu eleştirerek şunları söyledi: "İliç'te maden kazasının yaşandığı saha kimin? Sizin uluslararası sermayeye peşkeş çektiğiniz Kanadalı şirketlerin... Peki bunların yerli işbirlikçileri kim? Sizsiniz... Sizin milletvekiliniz, sizin partinizin besleyip büyüttüğü şirketleriniz. Genel müdürlüğünü kim yaptı o şirketin? Damat Berat Albayrak yaptı. Sahibi kimdi? Sizin milletvekilinizdi... Peki o milletvekili o ihaleyi kaptığında ne yaptı biliyor musunuz? 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' diye tweet atıyordu. Ne zaman? İhaleyi kazandığı günün hemen ertesinde." Read the full article
0 notes
stars-quill · 1 year ago
Text
0 notes
turkiyehaberi · 2 years ago
Link
CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na Enez Yolu’nu sordu.Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) C...
0 notes
antalyamemurlarcom · 2 years ago
Text
662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Edirne'de başladı
Tumblr media
Tarihi Sarayiçi Er Meydanı'nda kule hakemlerinin çağrısıyla sahaya gelen minik-1 boy pehlivanları, rakipleriyle kol bağlamaları sonrası peşreve çıktı. Sarayiçi'ndeki organizasyonun ilk gününde mücadeleler saat 18.00'deki resmi açılış törenine kadar sürecek. Bu yıl minik-1 boyda 128, minik-2 boyda 151, teşvik-1 boyda 139, teşvik-2 boyda 150, tozkoparan boyda 172, ayak boyda 192, deste küçük boyda 195, deste orta boyda 169, deste büyük boyda 155, küçük orta küçük boyda 319, küçük orta büyük boyda 106, büyük orta boyda 119, başaltı boyunda 93 güreşçi, baş boyunda ise 53 başpehlivan mücadele edecek. Organizasyon, 9 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilecek başpehlivanlık final güreşiyle tamamlanacak. "Ağa karşılaması" gerçekleştirildi CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, kurum müdürleri ile eski Kırkpınar ağalarının da bulunduğu kortej, Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim'i karşılamak üzere belediye önünden davul ve zurnayla Selimiye Meydanı'na yürüdü. Gürkan ve beraberindekiler konakladığı otelden yaya olarak meydana gelen Selim'le buluştu. Meydanda oluşturulan platformda Gürkan, Selim'e altın kemer taktı. Gürkan, burada yaptığı konuşmada, 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin hayırlı olmasını diledi. Cumhuriyetin 100. yılında bu toprakları vatan yapan şehitleri rahmet, minnet ve şükranla yad ettiklerini belirten Gürkan, "Yine bugün arkamızda, önümüzde gördüğümüz Eski Cami'mizde ve Selimiye'mizde ve tüm camilerimizde ezanımızın okunmasını sağlayan, şanlı bayrağımızın gönderde sonsuza kadar özgürce dalgalanmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehitlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyor ve kurdukları Cumhuriyeti 100. yılında sonsuza kadar ilelebet payidar kılacağımıza söz veriyoruz." dedi. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Selim de teşekkür ederek Kırkpınar'ın hayırlı olmasını temenni etti. Başkan Gürkan'ın, Edirne Vali Yardımcıları Sıdkı Zehin ve Zafer Karamehmetoğlu'nu belediye önünde karşılamasının ardından kortej Atatürk Anıtı'na kadar yürüdü. Anıta çelenk konulması sonrası saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Söz ve bestesi eğitimci-yazar merhum Beyazıt Sansı'ya ait Kırkpınar Marşı söylendi. Daha sonra korteje katılanlar Pehlivan Mezarlığı'na giderek dua etti. Rakibinden 58 kilo ağır olan minik pehlivan müsabakayı 55 saniyede tamamladı 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Tarihi Sarayiçi Er Meydanı'nda minik boy pehlivanların güreşleriyle devam ediyor. Minik-1 boyda mücadele eden 103 kilodaki Ahmet Soysal, 45 kilo ağırlığındaki rakibiyle mücadele ederken, rakibini 55 saniyede yendi. Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırkpınar'da güreşmenin çok farklı bir duygu olduğunu ve güreşi çok sevdiğini belirterek, tüm rakiplerini yenebilmek için mücadele edeceğini söyledi. Kilosunun kendisine bir avantaj sağlamadığını vurgulayan Soysal, "Rakiplerim benden korksun. Hepsini yeneceğim. İlk defa geldim Kırkpınar'a ve herkesi yeneceğim. Bu kilo benim için fark etmiyor. Rakiplerime şans diliyorum. Herkes iyi güreşsin kavga, hastalık ve sakatlık çıkmadan iyi güreş olsun." diye konuştu. Sıcaktan bunalan pehlivanlar çeşme başında serinledi Öğle saatlerinde etkisini biraz daha hissettiren sıcaklık 32 dereye kadar ulaştı. Vücutlara sürülen yağ ve karşılaşmaların eforuyla bunalan pehlivanlar er meydanındaki çeşmenin başına geldi. Bazı pehlivanlar el ve yüzlerini yıkarken bazıları da başlarını çeşme altında serinletmeye çalıştı. Güreşler çeşitli boylarda yapılan müsabakalarla devam ediliyor. Çeşmede serinleyen pehlivanlardan Volkan Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sıcak havada güreşmenin zor olduğunu söyledi. Sıcaklık nedeniyle bunaldığını ifade eden Bilgin, "Bu sıcak havalarda güreşmek kolay değil. Her şeyin bir zorluğu var. Çalışarak kazanacağız."dedi. Güreşçilerden Muhsin Barlak ise sıcak havada güreşmekten dolayı yorulduğunu ifade etti. Sıcak hava ile birleşen yağın gözlerini yaktığını anlatan Barlak, "Yağ yakıyor ister istemez. Güreş zor olan bir spor. Yağlı güreşin ayrı bir zorluğu var. Kırkpınar çok zor. Hava çok sıcak böyle bunaltıcı bir havada güreş yapıyoruz ve zor oluyor." diye konuştu. Yaşı tutmayan minik pehlivan kispetiyle çayırın gerisinde gelecek yılın hayalini kuruyor 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne babası ile Erhan Kısaç ile gelen minik güreşçi, karşılaşmaları heyecanla izliyor. Erman Kısaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, er meydanında güreşmeyi çok istediğini söyledi. Başpehlivan İsmail Balaban'ı örnek aldığını ifade eden Kısaç, gelecek yıl er meydanında güreşeceğini kaydetti. Baba Erhan Kısaç ise oğlunun yaşının tutmadığı için bu yıl güreşemediğini anlattı. Kırkpınar sevdalısı olduklarını dile getiren Kısaç, "Kispet aldık buraya getirdik. Buranın tadını duygusunu tatmak istedik. Kendisi İsmail Balaban hayranıdır. Geleceğin İsmail Balaban'ı olmak istiyor. İnşallah başarılı olur. Ata sporumuza değer veriyoruz. Elimizden geldiği kadar destek oluyoruz." diye konuştu. (AA) Read the full article
0 notes
hetesiya · 2 years ago
Text
İki kötüden birini seçmek çok zordur!
İbrahim Aksoy
Kılıçdaroğlu “Terör örgütleriyle masaya oturmadım, oturmayacağım” diyor. Evet doğru söylüyor, örgütlerle yan yana, el ele ve omuz omuza bir arada masaya değil, sandalyeye oturdu. Çevresinde toplanan FETÖ’cü partilere tam 40 milletvekili hediye etti. Kendi partisinde de en az 40 FETÖ’cüyü milletvekili yaptı. Görüldüğü gibi, öğütlerle masaya oturmamış.
Mart 2019 Belediye seçimlerinden önce, Kılıçdaroğlu Ahmet Türk ile Ege Denizinde bir yatta turistik seyahat yapıyordu? Bu Turistik geziden sonra, HDP büyük şehirlerde CHP adaylarını destekledi, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde, Meral Akşener’in adamlarını seçtiler.
Bugün değil, ta Erdal İnönü döneminden beri, Ahmet Türk’ün işi Kürt siyasetini CHP’ye yama yapmaktır. 1991 seçimlerinde Ahmet Türk İnönü’yü aldı İzmir’e götürdü, Hikmet Fidan aracılığıyla, İnönü’yü Şam’daki APO ile telefonla görüştürdü, HEP’liler usluca CHP’ye katılacak ve bir daha da ayrılmayacaklardı. Böyle de oldu ama, daha sonra CHP kendilerine katılan HEP’lilerin dokunulmazlığını kaldırdı, Meclis’in kapısında bekleyen Polis, bunların ensesinde tutup götürdü Ulucanlar Hapishanesine teslim etti. Bunların bir kısmı 10 yıl kadar hapis yatarken, Ahmet Türk ilk mahkemede tahliye oldu.
Bu son başkanlık seçimlerinde, Başkent Kandil; “biz başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldık” diye açıklama yaptılar. Bu açıklamadan sonra, HDP; “biz karar aldık başkan adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz” açıklamasını yaptı. Evet Kılıçdaroğlu bunlarla masaya değil, sandalyeye oturdu karar aldılar. Kılıçdaroğlu “HDP’nin PKK ile hiçbir alakası yoktur” diyor. Ben şahsen oy kullansaydım, ikinci turda kazansın diye oyumu Kılıçdaroğlu’na verirdim, çünkü çok güzel yalan söylüyor.
Kılçdaroğlu Erdoğan’a “FETÖ’yü sen büyütmedin mi” diye soru soruyor. Hayır doğru değil, çünkü FETÖ Erdoğan’ı büyüttü, CHP de onu başbakan yaptı. 27 Mayıs darbesi yapıldığı gece, İnönü-Gürsel cuntası, Urfa mezarlığındaki 63 günlük Said’i Kürdi’nin cenazesini çıkardı, oradan çalıp götürdüler. CHP’nin başdanışmanı Kasım Gülek’e görev verdiler, o da gitti Fetullah Gülen’i buldu, tarikatların başında görevlendirdi. Devlete bağlı bütün Tekke ve Zaviye şeyhlerini, Fetullah Hoca Efendiye bağladı. Devletin denetimi altında, görevini yaptı, ABD’ye gidene kadar. Günümüzde FETÖ demek Türkiye demek, kendisi ABD’nin elinde olmasına rağmen. Erdoğan darbeden önce “Dön gayri bitsin bu hasretlik” diye seslenirken, darbeden sonra, FETÖ’yü terörist ilan etti ve “verin onu sallandırayım” diye nara atmaya başladı. FETÖ denen adam, CHP’nin yetiştirdiği, devletin görevlisidir. Görevi; tekke ve zaviyeler aracılığıyla, Anadolu’da yaşayan insanları, Kemalist dine dönüştürmek. Kılıçdaroğlu FETÖ’cülerle can cana yan yana siyaset yapıyor.
AKP yetkilileri, başta Süleyman Soylu olmak üzere herkes, “bizim FETÖ ve PKK ile hiçbir alakamız yoktur” diyor. Daha yakın bir zamanda Süleyman Soylu’nun özel emriyle, Edirne Hapishanesindeki, Selahattin Demirtaş özel helikopterle hapishaneden Edirne Hava Alanına, oradan da özel uçakla Diyarbakır’a götürüldü, hasta babasını ziyaret etti, aynı yöntemle Edirne’deki hapishanesine geri döndü. Süleyman Soylu’nun Demirtaş’a yaptığının dünyada örneği yoktur ama, Süleyman Soylu Demirtaş ile aynı masaya oturmadı. Kılıçdaroğlu da “ben kazanırsam hapishanenin kapısını kırıp, Selo’yu serbest bırakacağım” diyor. Kılıçdaroğlu da Selo ile aynı masaya oturmadı. Kılıçdaroğlu unutmuş görünüyor ama, daha önce APO’nun avukatı Mahmut Şakar TSK helikopteriyle, APO’nun mesajını alıp Başkent Kandile götürmedi mi?
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş 17 Aralık 2007 tarihinde, askerlik yapmamak için aldığı sahte çürük raporundan dolayı tutuklandı. İlk mahkemede tahliye oldu ve askere gitti. Nurettin’in tahliye edildiyse, raporu sahte değil, askerlik yapamaz durumda. Tahliyeden sonra askere gidip iki yıl Jandarma olarak askerlik yaptığına göre, çürük raporu sahte. Burası Türkiye kimin çürük, kimin sağlam olduğuna, kimin tutuklanacağına, kimin tahliye olacağına devlet karar verir. 12 Eylül 2015 tarihli Sabah gazetesindeki bir habere göre, o çürük rapor davasında çok sayıda insan, raporu veren de alan da ceza aldı. Nurettin Demirtaş da şu anda Başkent Kandil’de PKK’yi yönetiyor.
25 Aralık 2009 tarihli Zaman gazetesinde çıkan bir habere bakalım. Güneydoğuda yıllarca Genelkurmay’ın kadrolu tercümanlığını yapan Yıldırım Beğler; Kuzey Irak’ta TSK adına ajan olarak görev yaptığı dönemi anlatıyor. “1992 yılında APO hariç hepsini yakaladık. Ne yaptılar? Aman Türkiye’ye götürmeyelim, beklesin dediler. Buna ben bizzat şahit oldum. Başlarında nöbet tutanlar arasında ben de vardım. PKK’nin bütün merkezi kadrosunu Zaho’daki Talabani’nin karargâhı olan komite denen yere getirdik. Burada bu gece kalsınlar, yarın götürelim şeklinde yukardan emir aldık. Daha sonra bir emir daha geldi. ‘Siz çekilin, Peşmergeler onları korur, yarın erkenden götürürüz’ dediler. Fakat sabah geldiklerinde hiçbirini göremedik. Bize, ‘kaçtılar’ denildi. Bir baktık Süleymaniye’ye Zelê kampına gitmişler.”
Evet 1992 yılında DYP ve CHP ülkeyi yönetiyordu. O yıllarda PKK’nin Türkiye’de 4 adet eğitim kampı vardı. Bu ortaklar da bir gün resmi bir belgeyle APO’yu Suriye yönetiminden istemediler.
Demirel İnönü hükümeti döneminde, hükümet başladı 1952 yılında Suriye sınırına döşenmiş mayınları temizlemeye. Çok tartışmalı da olsa, sınır kısa sürede mayınlardan temizlendi. Çünkü Türkiye daha o yıllarda bu günkü Türkiye’yi görüyordu. Gidiş gelişler rahat olsun diye mayınlar temizlendi ama, bugün ağzını açan, Suriyeli mültecilerden rahatsız olduğunu söylüyor ve bunun üzerine siyaset yapıyorlar.
Ağustos 2001 yılında Erdoğan partiyi kurdu, 2002 yılında seçim oldu, AKP mecliste çoğunluğu aldı ama, Erdoğan Milletvekili olamadı. CHP Siirt seçimlerine itiraz etti ve seçimler iptal edildi. CHP Anayasayı da değiştirdi, yenilenen Siirt seçimlerinde Erdoğan Milletvekili oldu ve geldi Başbakan oldu. Bunu yapan CHP yaptıklarından zerre kadar utanç duymadan, insanlara sesleniyor gelin bunu devirelim diyor. Kılıçdaroğlu ikinci turda seçimi kazansa bile, Meclis çoğunluğu Erdoğan’da olduğu için hiçbir şeyde yapmayacak yalan söylüyor. Altı ay sonra hazırlanacak bütçeyi bir emirle meclisten geçirecek? Peki her şey bu kadar kolay, acaba bu 600 Milletvekilinin Mecliste ne işi var? Ülkeyi bu kötü duruma getiren Erdoğan’dır, onu da iktidara taşıyan CHP’dir. Mevcut kötü durumda her ikisi de aynı oranda suçlu ve sorumludur. Yeter artık insanların yalanlarınızdan çektiği!
HDP Ahmet Türk önderliğinde CHP’ye katılma hazırlıklarını yaptı, seçim sonuçları en çok da onların hayallerini yıktı. HDP Milletvekillerinin yarısından fazlası, Kemalistlerden oluşuyor. Hatta paşa torunu Cengiz Çandar bile, Kürd oylarıyla Diyarbakır’dan HDP’nin milletvekili seçildi. Bunu yapan HDP Kürtlere yapılacak en büyük hakareti yaptı, Kürtler de ağzının payını verdi. HDP bir önceki seçimde aldığı oyların %30’nu yani iki milyondan fazla oy kayıp etti. Bir de yeni nesil genç seçmenden oy alamadı. Ayrıca Kürtler hiç kimsenin, uslu söz dinler yaramaz çocuğu olmadığını da gösterdiler. Kürt Milleti kırk yıldır yaşadıkları zulmü, Devşirme Türklere demokrasi getirmek için yaşamadılar. Bu seçimde Kürtler açıkça bu mesajı verdi, eğer anlayan olursa.
Günümüzde savaşlar sadece asker ve silahla olmuyor. Dünya küçüldü, savaşta en önemli silah, ekonomik ilişkilerdir. Suriye’deki 62 müttefik ülke, Türkiye’yi aralarına almadılar. Buda gösteriyor ki, Türkiye arabanın tamponuna oturmuş yolculuk yapıyor. Bölgede yapacağı her yanlış harekette, zamanı geldiğinde, 62 müttefik devleti karşısında bulacaktır. Buna karşı çıkmak için, ordusu ve silahı yeterli olamayacak. Ekonomik sinyaller şimdiden sos veriyor. Türkiye boşuna milyonlarca irticacı örgüt militanını, mülteci sıfatıyla barındırmıyor. Seçim yasasında %7 barajı olmasına rağmen, şu anda parlamentoda 16 partinin milletvekili var. Bu da insanların ne kadar değişik talepleri ve siyasetin darmadağın olduğunu gösteriyor. Bu haliyle Türkiye sorunlarını çözecek durumda değil. Seçim propagandalarında siyasetçiler elinde soğan masaya oturdu, soğanın fiyatını tartıştı, hiç kimse ülkenin asıl sorunlarına yaklaşamadı. Çünkü mevcut siyasete devam.
Selahattin Demirtaş; sen öğrenciyken hangi yurtta kalıyordun, yurt arkadaşların kimler?
Süleyman Soylu; Abdullah Öcalan’ın mal varlığını ne zaman açıklayacaksın?
https://navkurd.net/2023/05/iki-koetueden-birini-secmek-cok-zordur/
0 notes
nazmi-metin · 2 years ago
Text
AKP, CHP, İYİ PARTİ Edirne Milletvekili adayları
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
goceciblog · 10 days ago
Text
Edirne'nin Yatırım Kaderi Değişmiyor: Projeler Sürüyor, Yatırımlar Duruyor!
CHP Edirne Milletvekili Baran Yazgan CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, 2025 Yılı Yatırım Programı’nda Edirne’nin yine göz ardı edildiğini belirtti. Yıllardır tamamlanamayan projeler, ötelenen bitiş tarihleri ve yeni yatırım eksikliği karşısında sert tepki gösteren Yazgan, ‘Edirne yok sayılıyor’ diyerek hükümeti eleştirdi. Edirne’ye Yatırım Yine Uğramadı: Projeler Sürüyor, Bitişleri…
0 notes
pazaryerigundem · 5 days ago
Text
Gaytancıoğlu: Gübreye zam, çiftçinin belini büküyor!
https://pazaryerigundem.com/haber/202008/gaytancioglu-gubreye-zam-ciftcinin-belini-bukuyor/
Gaytancıoğlu: Gübreye zam, çiftçinin belini büküyor!
Tumblr media
CHP Geçmiş Dönem Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, gübre kullanım döneminde yapılan fiyat artışlarını eleştirdi. Gaytancıoğlu, gübreye zammın çiftçinin belini büktüğünü kaydetti.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – CHP Edirne önceki dönem milletvekili Okan Gaytancıoğlu, üre gübresinin ton fiyatının kısa sürede 13-14 bin TL’den 17-18 bin TL’ye çıktığını vurgulayarak, bu zamların gıda enflasyonunu tetiklediğini belirtti.
Tarım sektörünü doğrudan etkileyen gübre zamlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Gaytancıoğlu, bölgede bir haftadır süren kar ve yağmur yağışlarının ardından birçok çiftçinin meteorolojik verileri dikkate alarak tarlasında gübre kullandığını ifade ederek, “Meteoroloji bizi yanıltmıyor ama zamlar da yanıltmıyor. Ne zaman gübre kullanılacak, o dönemde mutlaka fiyatlar artıyor” dedi.
Söz konusu fiyat artışlarının doğrudan tarımsal maliyetleri artırdığını belirten Gaytancıoğlu, “Sonunda gıda enflasyonuna sebep oluyor. Neden gıda enflasyonu olduğu soruluyorsa, cevap burada” dedi. Gübre fiyatlarındaki artışın, özellikle küçük ölçekli çiftçiler için büyük bir yük oluşturduğunu ifade eden Gaytancıoğlu, tarım sektöründe destek ve denetimin artırılması gerektiğine dikkat çekti.
Tumblr media
0 notes
erol25030 · 3 months ago
Video
youtube
CHP Edirne Milletvekili Şeref Aykut - KAMALİZM isimli kitabı
0 notes
yusufserkan · 5 years ago
Text
Mustafa Kemal her zamankinden daha güçlü durumda… Kemalistlerle anlaşmaya varılamaz, çünkü Anadolu'nun tam bağımsızlığını istiyorlar.” (İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold'un 7 Ocak 1922 tarihli raporundan)
2020'nin ilk haftasında gündem çok yoğundu. Ancak gelin görün ki bu yoğun gündeme rağmen Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları işi gücü bırakıp Atatürk'e ve Cumhuriyete saldırmaya devam ettiler. Adını anmak istemediğim bir “akademisyen”, bir tv programında Türkçe ezan ve din üzerinden Atatürk'ü ve Cumhuriyeti hedef alıp Kemalizm'e saldırdı. İşte bugün, öteden beri Kemalizm'i gerçek bağlamından koparıp adeta bir “küfür” gibi kullanarak Atatürk'e ve Cumhuriyete saldıranların kara propagandasına karşı Kemalizm'i anlatacağım.
KEMALİZM'İN DOĞUŞU
“Kemalizm” kavramı ilk olarak Türk Bağımsızlık Savaşı sırasında 1919'da ortaya çıktı. “Kemalizm”, adını millî direnişin önderi Mustafa Kemal'in adından aldı. Bu direnişi kırmaya çalışan emperyalist güçler ve onların işbirlikçisi Padişah Vahdettin ve Damat Ferit hükümetleri, Mustafa Kemal'in önderliğindeki tüm direnişçileri, biraz da küçümser bir yaklaşımla, “Kemalistler”, “Kemalîler”, “Kemalciler” diye adlandırdı. (1)
Örneğin;
21 Temmuz 1920'de Mr. Fitzmaurice, Türk esirleri hakkında düştüğü bir notta şöyle dedi: “Buradaki esirlerin hepsi Kemalist milliyetçilerin yanındadır. Eğer bunları serbest bırakırsak İngiltere'nin düşmanı Kemalistlerin bir zaferi sayılacaktır.” (2)
10 Kasım 1920'de Sir H. Rumbold, Lord Curzon'a gönderdiği telgrafta şöyle diyor: “Kemalist-Bolşevik başarısından sonra milliyetçiler Sevr Antlaşması'nı büsbütün kabul etmeyeceklerdir. Yunan ordusunu tam anlamıyla harekete geçirmek lazımdır.” (3)
İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold, 7 Ocak 1922 tarihli raporunda aynen şöyle diyor: “Mustafa Kemal her zamankinden daha güçlü durumda. Türkler, ‘Anadolu Türklerindir' düşüncesinde. Kemalistlerle anlaşmaya varılamaz, çünkü Anadolu'nun tam bağımsızlığını istiyorlar.” (4) Sömürgeler Bakanı Chamberlain, 10 Mayıs 1922'de Avam Kamarası'nda yaptığı konuşmada, “Müttefikler şimdi ne yazık ki Kemalistlere karşı etkili tedbirler alacak bir durumda değil” diyor. (5)
Milli Mücadele yıllarında yabancı basında Türk Bağımsızlık Savaşı'ndan “Kemalist hareket”, milliyetçi direnişçilerden ise “Kemalistler” diye söz ediliyor. Örneğin Asia dergisinin Kasım 1923 sayısında Robert Dunn, Türk-Yunan savaşından: “Anadolu'daki Yunan-Kemalist Savaşı” diye söz ediyor. (6)
İşbirlikçi saray hükümeti ve yandaşları da saray hükümetine isyan ederek işgalcilere direnen Kemalistleri, yüzyıllar önce, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Celalîlere ve Yeniçerilere benzetiyorlar. “Celali” adından esinlenerek Mustafa Kemal'in etrafında toplanan bütün Kuvayı Milliyeciler için “Kemaliler” veya “Kemalciler” deyimini kullanıyorlar. II. Mahmut nasıl “isyancı Yeniçerileri” ortadan kaldırdıysa, VI. Mehmet Vahdettin de “isyancı Kemalileri” ortadan kaldıracak diyorlar. Alemdar ve Peyamı Sabah gibi işbirlikçi gazeteler Padişah Vahdettin'in, Kuvayı Milliyecilerin üstüne gönderdiği Anzavur Ahmet'in “Kemalileri bastırdığını” yazıyor.
Milli Mücadele'de “Kemalci”, “Kemali” ve “Kemalist” kavramı “milliyetçi” kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla “Kemalizm”, Milli Mücadele'de emperyalist işgale karşı “bağımsızlık savaşı” verenlerin “ortak adı” olarak doğuyor.
Emperyalist işgalcilerin ve yerli işbirlikçilerin küçümsedikleri “Kemalistler”, Sakarya'yı, Büyük Taarruz'u kazanıp emperyalist işgale son verdiler, bu toprakları yeniden vatan yaptılar. Öyle ki 1922'den sonra tüm dünyada Türk Zaferi “Kemalist Zafer” olarak adlandırıldı.
Ezilen, sömürülen Doğu milletleri de maddî ve manevi destek verdikleri bu savaşın başarısını “Kemalist Zafer” olarak adlandırdılar. Onlar da “Kemalist Zafer”den ilham alarak emperyalizme başkaldırdılar. Böylece Kemalizm, tüm mazlum milletlerin kurtuluş umudu oldu.
KEMALİST DEVRİM
Atatürk, kazandığı askeri zaferi, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik zaferlerle tamamlamak istedi. Bunun için peşi sıra devrimler yaptı. İşte kazanılan zafer nasıl ki Mustafa Kemal'in adından dolayı “Kemalist Zafer” diye adlandırılmışsa yapılan devrimler de yine Mustafa Kemal'in adından dolayı “Kemalist Devrim” diye adlandırıldı.
Atatürk'ün el yazısıyla ‘Kemalizm Prensipleri' notu (1937).
Batılı bilim insanları 1930'larda Atatürk'ün devrimlerini ve ilkelerini “Faşizm”, “Komünizm“ ve “Nazizm” dışında “üçüncü bir yol” olarak görüp “Kemalizm” diye adlandırdılar.
1931'de CHP Üçüncü Büyük Kurultayı'na kadar Atatürk ilkelerinin sayısı 4'tü. Bu kurultayda Atatürk ilkelerine “Devletçilik” ve “Devrimcilik” de eklenerek ilkelerin sayısı 6'ya çıkarıldı. Böylece “Altı Ok” ortaya çıktı.
İşte Cumhuriyet aydınları ve devlet adamları, Türkiye Cumhuriyeti'ni şekillendiren bu “Altı İlke”yi, “Altı Ok”u 1931'den itibaren “Kemalizm” diye adlandırdılar.
1931'de Denizli Milletvekili Mazhar Müfit Kansu, mecliste yaptığı konuşmada “Kemalizm mektebinin evlatları” olduklarını söyledi. “Kemalizm Demokrasisi” kavramını kullandı. (7)
Türkiye'de “Kemalizm” kavramı ilk kez 1931'de ders kitaplarına girdi. İlk baskısı 1931'de Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan 4 ciltlik tarih serisinin Türkiye Cumhuriyeti Tarihini anlatan “Tarih IV” adlı son cildinde, “Altı İlke”den “Kemalizm” diye şöyle söz edildi: “İşte yabancı müelliflerin (yazarların) Büyük Milli Reisin adına nispetle ‘Kemalizm' dedikleri Türk inkılâp hareketinin temel prensipleri bunlardır. Bu prensiplere dayanan devlet sistemi Türk milletinin tarihine, ihtiyacına, içtimaî bünyesine ve mefkûresine (ülküsüne) en uygun olduğu kadar, bütün dünyadaki sistemler içinde de en sağlam ve en mükemmel olanıdır.” (8)
1932'de Halkevleri Genel Merkezi'nce yayımlanan Ülkü Dergisi'yle Kemalizm'in kuramsal çerçevesi belirlenmek istendi. Ülkü Dergisi'nin neredeyse her sayısında, “Kemalizm”i halka benimsetmek amacıyla yazılar yayınlandı. Örneğin; Nusret Köymen, “Kemalizm ve Politika Bilgisi” başlıklı yazısında “Kemalizm'in ilmini yapmaktan” şöyle söz ediyordu: “Bugün Türk münevverine düşen büyük vazifelerden biri Kemalizm'in ilmini yapmak ve politika üzerinde her müsbet bilgi şubesinde çalışıldığı gibi, ilim metotlar ile çalışmaktır…” (9)
1932'den itibaren Kemalizm'in kuramsal çerçevesini belirlemek amacıyla Atatürk'ün çevresindeki Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Şevket Süreyya (Aydemir), Vedat Nedim (Tör), İsmail Hüsrev (Tökin), Burhan Asaf (Belge) gibi aydınlar Kadro Dergisi'ni çıkardılar. 1934'te yayım hayatına son veren Kadro Dergisi'nin “Kemalizm” yaklaşımı, daha sonraki kuşakları etkiledi. Örneğin; 1960'larda Doğan Avcıoğlu ve arkadaşlarının yayımladıkları Yön Dergisi, bu etkileşimin bir eseriydi.(10)
Kemalizm'in CHP Parti Programı'na Girişi
Kemalizm'den Atatürk Yolu'na
1923'te CHP kurulurken Yakup Kadri Karaosmanoğlu Atatürk'e “Fakat Paşam, bu partinin doktrini yok” deyince Atatürk “Doktrin istemem, donar kalırız, biz yürüyüş halindeyiz” diyor. (11) Bu nedenle “Kemalizm” toplumsal ilerlemeyi donduran bir “doktrin” olarak hiç görülmedi.
13 Mayıs 1935'te kabul edilen CHP Parti Programı'nın Giriş bölümü, ‘Kemalizm Prensipleri'nden söz ediliyor.
1935'te CHP Dördüncü Büyük Kurultay'ında “Kemalizm”, CHP parti programına girdi. 13 Mayıs 1935 Pazartesi günü yapılan oturumda kabul edilen CHP Parti Programı'nın giriş bölümünde aynen şöyle denildi: “Yalnız birkaç yıl için değil, geleceği de kapsayan tasarılarımızın ana hatları burada toplu olarak yazılmıştır. Partinin güttüğü bu esaslar Kamalizm Prensipleridir.” (12) Böylece Atatürk'ün “Altı İlke”si, “Altı Ok”, çok açıkça “Kemalizm Prensipleri” olarak parti programına girdi. Dahası bu tanımlama hiçbir değişikliğe uğramaksızın, 5 Şubat 1937 tarihinde anayasanın ikinci maddesine koyuldu. Böylece “Kemalizm” fiilen anayasaya da girmiş oldu.
Görüldüğü gibi parti programındaki “Kemalizm Prensipleri”nin “yalnız birkaç yıl için değil geleceği de kapsayan tasarılar olduğu” belirtiliyor. Böylece Atatürk CHP'si, resmi ideolojiyi “Kemalizm” olarak adlandırmış oluyor.
Bugün bu gerçeği reddetmek isteyenler, Kemalizm'i tamamen Atatürk'ten soyutlayarak “Atatürk değil, çevresindekiler Kemalizm'i kullandı!” diyorlar. Ancak bu iddia doğru değil. Grace Ellison, 1923'te Atatürk'ün, kendisine verdiği röportajda, “Bu sözcük hareketin ruhunu anlatmıyor” dediğini aktarsa da (13) zaman içinde Atatürk'ün bu konudaki düşünceleri değişmiş olmalı ki 1931'de liselerde okutulan “Tarih IV” adlı kitaba ve 1935'te de parti programına Kemalizm'i koydurdu. Dahası 1934'de Soyadı Kanunu'yla “Atatürk” soyadını almasına karşın, 1937'de, CHP'nin 1939 kurultayı için program çalışması yaparken kendi el yazısıyla “Partinin güttüğü bütün bu esaslar Kemalizm Prensipleridir” diye yazdı. (14)
“Kemalizm” kavramı 1953'teki CHP Onuncu Büyük Kurultayı'nda parti programından çıkarıldı. “Kemalizm” yerine ”Atatürk Yolu” ifadesi kullanılmaya başlandı. (15)
1933-1949 arasında çıkan “La Turquie Kemaliste” dergisinin bir sayısı.
Atatürk döneminde Kemalizm
1933'ten itibaren Kemalist Devrimi dünyaya anlatmak için Matbuat Umum Müdürlüğü üç ayda bir Türkçe ve Fransızca olarak “La Turquie Kemaliste” adlı bir dergi çıkardı. Dergi, 1933-1949 arasında 49 sayı çıkarıldı.
1936'da Türkçe, 1937'de Fransızca olmak üzere Tekin Alp'in “Kemalizm (Le Kémalisme)”, Edirne Milletvekili Şeref Aykut'un “Kamalizm” ve M. Saffet Engin'in “Kemalizm İnkılâbının Prensipleri” ( 2 cilt) adlı kitapları basıldı.
Atatürk'ün Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, 1940'ta “Atatürk İhtilali” adlı kitabında “Kemalizm”i anlattı. “Türk ihtilalinin verimi sembolik Altı Ok içindedir ki buna Kemalizm diyoruz ve diyorlar” diye yazdı. Kemalizm'in komünizmden ve faşizmden ayrıldığını, Milli Sosyalizmden ise ayrıldığı ve birleştiği noktalar olduğunu belirtti. (16)
1936'da CHP Genel Sekreteri Recep Peker, görevden ayrılırken yayımladığı bildiride “Hepimiz için en büyük şeref, son nefese kadar Kemalizm eserinin sadık hizmetçisi kalmaktır” dedi. (17)
Celal Bayar, 1 Kasım 1937 tarihli meclis konuşmasında birkaç yerde “Kemalist Rejim” ifadesini kullandı. Bayar, Atatürk'ün ölümünden sonra Kasım 1938'de yapılan ilk meclis toplantısında da şunları söyledi: “Milletimiz on beş yıldan beri denenen Kemalizm rejiminin kendisine verdiği huzur ve sessizlik içerisinde çalışmak ve kuvvetlenmek istiyor. Ulusal sınırları içinde mutlu olmak istiyor.” (18)
Kemalizm; bu topraklarda Atatürk'ün önderliğinde emperyalizme karşı “bağımsızlık”, saraya, sulatana karşı “milli egemenlik”, geri kalmışlığa karşı “çağdaş uygarlık”, paylaşım savaşlarına karşı “barış” mücadelesidir. Bu toprakları yeniden vatan yapanların ve bu Cumhuriyeti kuranların ortak adıdır Kemalist… Onurdur, gururdur.
10 notes · View notes
terasmagazin · 2 years ago
Text
Edirneli Besici: Göz Göre Göre Uçuruma Gidiyoruz
Edirneli Besici: Göz Göre Göre Uçuruma Gidiyoruz
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Beyendik Beldesi’nde besicilerin sorunlarını dinledi. Koyun yetiştiricisi Şuayip Gündoğdu, “Göz göre göre uçuruma gidiyoruz. Şu an para kazanmayı bırak, kafa kafaya gelmiyor iş” dedi. Okan Gaytancıoğlu, dün Beyendik’te besicilerle bir araya geldi. Besicilerle birlikte maliyet hesabı yapan Gaytancıoğlu, şunları…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
turkiyehaberi · 2 years ago
Link
CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, buğday üreticisinin sorunlarını ve buğday piyasasında yaşanan ani değer kaybını gündeme taşıd...
0 notes
afyonhaberleri · 3 years ago
Text
CHP'li Gaytancıoğlu: Tırtıl zararlısı riski de Tarsim'e eklenmeli
CHP’li Gaytancıoğlu: Tırtıl zararlısı riski de Tarsim’e eklenmeli
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ve CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan, partisinin Keşan ilçe Binası’nda bölgedeki ayçiçeklerde görülen ve zarar veren çayır tırtılı istilası ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Erdoğan DEMİR /  Volkan Gazetesi (EDİRNE İGFA) – Edirne’nin Keşan ilçesinde gün boyu sahada çalışmalarda bulunan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, hükümetin çayır…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes